13 Eki 2024
Karşıt olma bozukluğuna sahip çocuklar, negatif bakışlı olup her şeye itiraz ederler. Çevrelerine devamlı şüpheyle yaklaşırlar. Evden kaçarlar. Kırıp dökmeyi severler. Hep negatif eğilim içindedirler.
Karşı gelme bozukluğu gibi yıkıcı davranışları olan öğrenciler, eğitim verilmesi en zor olan öğrencilerdir. Öğretmenlerin yıpranmalarının ana sebebi bu denli zor çocuklarla çalışmak zorunda olmalarıdır. Bu öğrencilerin akademik başarı düzeyleri diğer öğrencilere oranla daha düşüktür. Okulda düşük performans gösterirler ve böyle bir problemi olmayan öğrencilere göre okulu terk etme oranlarının daha yüksektir.
Bu çocuklar evde biriktirdikleri gerilimlerini evdeki kadar tepki görmeyecekleri okulda atarlar, çünkü okulda gerilimlerini boşaltmak için kendilerini güvende hissederler. Öğretmenlerinin, aileleri gibi şiddetli tepki göstermeyeceğini bilirler. Dersin düzenini bozarlar, öğretmenler tarafından problem çocuk olarak adlandırılırlar.
KGB’nin belirgin özellikleri; olumsuz davranışlar, saldırganlık, itaatsizlik, otorite figürlerine düşmanca tavırlar sergileme, karşı koyma ve meydan okuma davranışlarıdır.
KGB ile ilişkili belirgin davranışlar; ani huysuzluk patlamaları, devamlı inatçılık, yönergelere karşı direnme, uzlaşmaya olan sürekli bir isteksizlik, pes etme ya da yaşıtlarıyla veya yetişkinlerle münakaşa etme, kasti ya da ısrarlı bir şekilde sınırları zorlama ve sözel (hafif fiziksel) saldırganlığı içerir. Bu davranışla çoğunlukla evde ve çocuğun yakından tanıdığı bireylere karşı gerçekleşir ve genellikle düşük benlik saygısı, duygu durum değişikliği ve küfür ile eşzamanlı olarak meydana gelir.
Yıkıcı davranış bozuklukları; genellikle çocukluk ve gençlik döneminde tanısı konulmuş zihinsel bozuklukların yaklaşık %75’ini oluşturmaktadır. Karşı gelme bozukluğunun yaygınlık oranı yüzde iki ile on altı arasında yaygınlık göstermektedir. KGB; erkeklerde kızlara göre iki kat fazla görülür ve daha çok sekiz yaş altı çocuklarda tanımlanır.
KGB tek başına nadiren görülür. Hiperaktivite, davranım bozukluğu, kaygı ve duygu durum bozuklukları ile yüksek düzeyde bağlantılıdır.